İslami Düğün Nasıl Olmalı

İSLAMİ DÜĞÜN ORGANİZASYONU NASIL OLUR ?

Değerli okurlar, helal dairesi keyfiyete kâfidir. Ancak toplumumuzun İslami düğün konusundaki algısı bugün dinin eğlence kültürüne bakışını neredeyse hiç yansıtmıyor gibi. Çünkü peygamber efendimiz dönemindeki İslami düğün algısı bugünün anlayışından çok çok ileridedir. Örneğin peygamber efendimiz meşru çerçevede eğlenceye müsaade etmiş buna karşı Hz. Ebu Bekir gibi önemli sahâbilerin bile bu konudaki olumsuz müdahalelerine yeri geldiğinde gerekli ikazı yapmıştır. [1] Günümüzde islami çerçevenin dışına taşan düğün ve eğlence kültürü içerik olarak çok geniş bir hal almıştır. Bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi insanların eğlence ihtiyacını dini düğünler ile karşılayamayacağı düşüncesidir. Oysaki yukarda bahsettiğimiz gibi islami düğünün nasıl yapılacağına peygamber (sav) döneminden kıyas yapılarak yaklaşılırsa konu daha iyi anlaşılır. Peygamber dönemindeki islami düğün anlayışını şu başlıklar altında kısaca şöyle özetleyebiliriz:

Düğünlerde Yemek Kültürü Yaygındı

dugun-yemegi dini düğün yemeği düğün-yemeği-001

Peygamber döneminde düğünlerde velime adı altında dağıtılan yemek o günün şartlarında cezp edici bir mefhumdur. Çünkü insanlar için temel yaşam unsurlarından belki de en önemlisi yiyecek içecek ihtiyacını bir öğün bile olsa karşılamak düğünlerin olmazsa olmazıydı. Bu örneği günümüze kıyas edecek olursak günümüzde de insanlara sevdiği yiyeceklerden ikram edilmesi düğünün renkliliğini ve çekiciliğini artıracak unsurlardan bir tanesidir.

Düğünlerde Çalınan Enstrümanlar ve Söylenen Şarkılar

islami düğünde çalgı

İnsanlar o günün müzik kültürüne binaen enstrüman olarak genelde def’i kullanıyorlardı. Günümüzün müzik kültürüne kıyas yapacak olursak bu alandaki enstrümanların daha da zengin olduğunu görürüz. Peygamber (sav) dönemi kültürel yapısını anlamaktan yoksun bazı kesimlerce radikal tutumlar sergilense de islami düğünlerde islam dışı zararlı bir algıyı yansıtmayan her türlü enstrüman kullanılabilir. Bunun Asr-ı Saadet döneminde birçok örneği vardır. Mesela Abdullah b. Zübeyir’in ut çalan cariyeleri vardı. [2] Ayrıca peygamberimizi meşhur taleal bedru aleynâ şarkısıyla karşılayanların defler eşliğinde bu şarkıları terennüm ettikleri de kaynaklarda yer alır. [3]

Ayrıca içeriği islam ilkelerine aykırı olmayan şarkılar da Peygamber efendimiz (sav) tarafından hoş karşılanmış hatta teşvik edilmiştir. Örneğin Hz. Ayşe Ensar’dan birinin düğününü yapıp gelini gönderdikten sonra Peygamber (sav) Hz. Ayşe’ye gelinle birlikte şarkıcılarda gönderdin mi diye sorar. Hayır cevabı alınca da keşke gelinle birlikte “Size geldik, size geldik Size selam, Bize selam Olmasaydı kızıl altınlar Görünmezdi alınlar olmasaydı siyah buğdaylar Semirmezdi vücutlar” diye şarkı söyleyecek birini gönderseydiniz demesi arkasından emir buyurarak o dönemde şarkıcı olarak bilinen Erneb’in (veya Zeyneb’in) ona ulaştırılması talimatını vermesi bunun örneklerindendir. [4]  Yine Hz. Ömer’in çölde şarkı söyleyen bir adamın sesini duyduğunda “şarkı yolcunun azığındandır.” Sözü buna bir örnek olarak verilebilir. İçerik olarak isyana sevk etmeyen ve içerisinde islam dininin ruhuna aykırı unsurlar barındırmayan her türlü şarkı, bugünkü manasıyla ezgi, eğlence amaçlı terennüm edilebilir. [5] Ayrıca o dönemde islama saldırı araçlarından biri olan cahiliye şiirlerine, karşı saldırı amacıyla yazılan şiirleri de Peygamber efendimiz (sav) teşvik ediyordu. [6]

islam ve musiki

Düğünlerde ve Eğlencelerde Sergilenen Tiyatrolar ve Danslar

İslam fıtrat dinidir. Çünkü kuran “Yüzünü doğru bir din olarak İslam’a, insanların fıtratına uygun olan dine çevir.” [7]  Der. Eğlence de belirli ölçüde fıtratın bir ihtiyacıdır. Bu ihtiyacın karşılanmaması fıtratımızda bulunan bedîiyyatı köreltir. Tabi ki bununda bir ölçüsü vardır. Dinimiz aşırılıklardan sakınmamızı emreder. [8] İslam dairesinin dışına çıkmadığımız müddetçe de bunda bir beis yoktur. Yine Asr-ı Saadet döneminde eğlenen kimselere peygamberimizin müdahale etmediği ve kendisinin de bunlara iştirak ederek seyrettiği [9] hatta dinin ruhuna aykırı olmayanları teşvik ettiği [10] birçok kaynakta bizlere aktarılmıştır. Yine Hz. Ayşe validemizden nakledilen bir hadisi şerifte Habeşli gençlerin tertip ettiği bir oyunu uzunca bir müddet Hz. Ayşe validemizle birlikte izlediğini biliyoruz. [11]

Yarışmalar

Günümüzde yer yer icra edilmeye çalışılan birçok yarışmanın temelinin de eski geleneklere ve göreneklere dayandığını günümüze ulaşan kaynaklardan bilmekteyiz. Yine Peygamber (sav) dönemine bakacak olursak at yarışı, [12] koşu gibi sporların o dönemde de yapıldığını görebiliriz. Hatta Peygamber efendimiz (sav) ile Hz. Ayşe’nin koşu yarışı yaptığı kaynaklarda bizlere aktarılmaktadır. [13] Günümüzde de bu ve buna benzer yarışmaları yine ölçü dışarısına taşırmadan icra edebiliriz.

Halk Hikâyeleri

Yine düğünlerin ve eğlenceli muhabbetlerin vazgeçilmezlerinden bir tanesi de halk hikâyeleridir. Düğünlerimizde veyahut düzenlediğimiz eğlencelerimizde kullanabileceğimiz birçok tarihi birikimimiz vardır. Ferhat ile Şirin, Aslı ile Kerem, Leyla ile Mecnun gibi karakterlerin hikayeleri; Nasreddin Hoca, Behlül Dânâ ve Timur gibi tarihi şahsiyetlerin hem güldüren hem düşündüren ve hem de ibretlik içeriklere sahip hikaye ve fıkraları; Yunus emre, Mevlana Celalettin-i Rumî gibi değerli kişilerin şiirleri, ilahileri ve özlü sözleri bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Değerli okurlar, sonuç olarak Rabbimiz bize geniş bir eğlence sahası ihsan etmiştir. Bu konuda bazı sınırlamalar koymuşsa da bunun nedeni hem Dünya hem de Ahiret saadetimiz için olmasıdır. Onun haricinde sınırların dışına taşmayan her türlü eğlence mubah görülmüştür. Zaten yanlış algıdan kaynaklanan bazı uygulamalar eğlence kültürünü yok edip, bizleri ifrat ve tefrit arasında götürüp getirmektedir. Dini düğün organizasyonu algısını da toplum nezdinde itici bir hale dönüştürmektedir. Nihayetinde ya ahlaki erozyona uğramış toplumsal sorunlar ya da eğlenme duygusu körelmiş insanlar türemektedir. Bunun gibi kötü sonuçların doğmasını engellemek adına düzenlediğimiz eğlence veya düğün organizasyonlarını biraz daha özenerek ve renklendirerek yapmamız bizim hem ahiret, hem de Dünya saadetimiz için şarttır. Eğer bu konuda ehil değil isek islami düğün organize eden şirketlerle anlaşarak ve yahut da bu tür organizeler hakkında bilgi sahibi olan kişilerden yardım alarak organize etmemiz bizim hem dini hem de insani görevimizdir. Rabbim bu dini bizlere en ideal haliyle yaşamayı nasip etsin.

Mustafa BADEM / Sakarya Ünv. İlahiyat Fakültesi


KAYNAKÇA ;
[1] Buhari, Ideyn 2; Müslim, Ebu’l-Huseyn Müslim b. Haccac el-Kuşeyri, el-Camuı’s-Sahib, Ideyn 16.
[2] Muhammed Abdülhay el-Kettani, Teratibu’l-İdariyye, (Hz.Peygamberin Yönetiminde Sosyal Hayat ve Kurumlar),
2/344, Ahmet Özel, İstanbul, 1991.
[3] İnsanü’l-Uyun, 2/58
[4] İbn Mace, Nikah, 21; İbn Hacer, Şihabuddin Ebu’l-Fadl Ahmed b. Ali el-Askalani, el-İsabe fi Temyizi’s-sahabe, 8/4, Kalküta, 1853.
[5] Ahmed b. Muhammed b. Abdirabbih el- Endelusi, el-Ikdu’l-Ferid, 7/8-9, Beyrut, 1983. Allame Alaeddin Ali el-Müttaki b. Hüsameddin el-          Hindi el-Burhan Fevri, Kenzu’l-Ummal fi süneni’l-akval ve’l- Ef’al, 15/214, (I-XV) Beyrut, 1985.
[6] Şuara 26-224.
[7] Rûm suresi, 45. Ayet
[8] Nesâî, Hacc 217, (5, 268).
[9] Buhari, Nikah, 48. Beyhaki, (Ebu Bekr Ahmed b. Hüseyin el-Beyhaki) es-Sünenü’l-Kübra, 7/289, (I-X), Haydarabad, 1344.
[10] Buhari, Ideyn, 3; İbn Mace, Nikah, 21; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/187; Nesai, Ideyn, 36; Ahmed Naim-Kamil Miras, Sahih-i Buhari Muhtasarı- Tecrid-i Sarih Tercemesi, 3/151-160, Ankara, 1971.
[11] Buhari, Ideyn 2.
[12] Buharı, Salât 41; Ahmedb. Hanbel, Müsned, 11-11, VI, 299.
[13] İbn Mace Nikâh 50.